10 Aralık 2008

şimdi bir kanalda erol evgin buldum. çocukluğumda dinlediğim bir şarkısı vardı. plağından dinlerdim. "kuşlar uçar".. bir daha hiç duymamıştım. şimdi onu söylemeye başladı. şaştım, duygulandım, sevindim... seviyorum bu adamı. aslında ben "adamcaaaza mor far sürmüşleer" şeklinde bir isyanımı dile getirecektim, rimel de var sanırsam. ama şarkı başladı ve herşeyi unuttum. bütün plakları çizene kadar yerlerde yuvarlayıp erol evgin'inkini saklayan sıska, güleryüzlü kız çocuğu oldum bir anda:
"kuşlar uçar, kuşlar uçar, ben koşarım! 
ben koşarım, ben koşarım, kuşlar uçar..
kuşların kanatları var 
benim kanadım kollarım
kanadım 
kollarım
kuşlar kanadını çırpar 
ben de kolumu sallarım."
bendeki karanlığı bir de bana sor...

update. 21:09 şimdi de hep böyle kal'ı söylemektedir... 
aaah ah. 
update. 21:24
son ışıkları sönüyorsa sokakların. yeni bir gün giriyorsa penceremden yavaş yavaş. sen yoksan yine, bense yorgun ve yalnızsam. hele bir de bir kadehin gölgesine sığınmışsam. ve yılların hesabını şaşırmışsam...
update.21:35
ve işte benim için çok özel bir şarkı geliyor.. yalnız erol evgin söylemeli bu önemli bir detay.
"bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?
çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?
bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç? 
geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen.. 
öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen.. 
albümdeki o resme bakarken ağladın mı hiç?
mazideki günlere kalbini bağladın mı hiç?
unutmayıp adını senelerce andın mı hiç?
geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen..
öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen..."

Hiç yorum yok: